30 Eylül 2012 Pazar

Bir annenin güncesinden/ AH BEN NELER ÇEKTİM!

Yedikçe semir gelin
Penceresi demir gelin
Oğlanı ben doğurdum
B.k'unu kemir gelin
Zile manisi

Bir önceki yazımda (Söylediğin Gibi: Toz Oldun), oğlumla ilgili duygularımdan; ilk kez bir kız arkadaşıyla yan yana gördüğümde, yaşadığım sarsıntıdan söz etmiştim. Uzun sürmedi bu durum. Aradan günler geçip olaya daha soğukkanlı, biraz daha duygusallıktan uzak bakmaya başladığımda; kıskançlık ve sahiplenme duygularının hastalıklı bir ruh yapısının ürünü olduğunu düşünmeye başladım. Okumuş, eğitimcilik yapmış, kendine "aydın" sıfatını layık görmüş kendime, hastalıklı bulduğum bu ruh halini yakıştıramadım. Sevgide ölçülü ve tutarlı olmadığımı fark ettiğimde;"Hey! kendine gelsene sen!" diye azarladım kendimi.
Hastalığımın hangi düzeyde olduğunu öğrenmek için, Freud'un, Jung'un bu konudaki görüşlerini araştırdım yeniden. Oedipüs Kompleksi'ni deşeledim; ama, daha önceden bildiğim, pek çok insanın yaşayabileceği şeylerdi gördüklerim, durumuma bir açıklık getirmiyordu.
Çoğumuzun bildiği eski Yunan mit'inin başkişisi Oedipüs' in (kaderinden kaçamamış, babasını öldürmüş, annesiyle evlenmiş, annesinden 4 çocuk sahibi olmuştur) annesi Jacosta Sophocles'in, kadınlarda oğluna aşırı düşkünlük şeklinde kendini gösteren ruhsal bozukluğa ruh biliminde, "Jacosta Kompleksi" denildiğini öğrendim.
Jacosta Karmaşası: -"Annenin oğluna hastalık derecesinde ve hafif dereceden fiziksel ruhsal doyuma erişildiği, cinsel tutkuya kadar değişen sapkın bağlılığı. (Doç. Dr. Oğuz Arkonaç)
-"Anne, duygusal anlamda doyuma ulaşmak adına, oğluna neredeyse tapar. Ülkemizde yaşanan gelin-kaynana sendromlarının asıl nedeni budur. Anne, biliçnaltında, oğlunun eş ve hatta her şey olarak temsil ettiğini düşünür. Başka bir kadını oğlunun yakınında görmek istemez." (Uludağ Sözlük)
Jacosta Karmaşası yaşayan annelere bakış, toplumdan topluma değişirken; ABD'de böyel kadınlara hasta gözüyle bakılır, bizim toplumumuzda olması gereken durum diye düşünülmekteymiş. Hâlâ geleneksel feodal yapıyı kıramayan, erkek çocuğa abartılı bir şekilde önem veren toplumumuzda,"Ah, ben neler çektim, neler!!!" diye söze başlayan bu tip kadınlar; oğlunu çok seven, çok iyi, çok özverili anneler olarak algılanmakta; ama,bunun hastalıklı bir durum olduğu oğlu evlendiğinde ortaya çıkmaktadır.
Böyle annelerden en çok zarar gören; pek çok örneğini gördüğümüz gibi, bencil,  kendini dünyanın merkezi sanan, sürekli ilgi bekleyen bu yüzden kişiliği olumsuz etkilenmiş erkekler.
SONUÇ: Ben, asla Jacosta Karmaşası yaşayan bir anne değilim. Tek kusurum: Sevgide, tutarlı ve ölçülü olamamak.
Bir Zile manisiyle bitiriyorum:
Yağmur yağar yerlere
Sular akar göllere
Annem beni vermiyor
Kaynanalı yerler.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder