26 Ocak 2013 Cumartesi

KADINLIK DURUMLARI/ SEN DE KİMSİN

Bizim gibi feodaliteyi yıkamamış, erkek egemenliğinin had safhada olduğu toplumlarda, kadınlar hep yenilmişlik duygusu yaşarlar. Gerek toplumsal yaşamda, gerek aile içinde; düşünceleri, görüşleri ya önemsenmez, ya da söyledikleri duymazdan gelinir. Bu olumsuz deneyimler sonunda, pekçok kadın kırılmamak, üzülmemek için  'elinin hamuruyla' 'erkek işi'ne karışmaktan vazgeçer. Çalışıyorsa, yönetici kadrolarında görev almaktan, politik bilince sahip olsa bile, politikaya atılmaktan, muhtar olmaktan, meclis üyesi olmaktan kaçınır; çünkü, kırılmak ve üzülmek istemez. Kendine biçilen rolü (evkadınlığı+ fazla sorumluluk gerektirmeyen işler) oynamak zorunda kalır.

26 yıl çalıştığım öğretmenlik yıllarımda; okuyan, kendini geliştirmeye çalışan, toplumsal olayları izleyip bu konularda kafa yoran bir kadın olmam ve pekçok konudaki düşünsel ve kültürel birikimimle erkek meslektaşlarıımı geride bırakmamın yarattığı sıkıntıları yaşadım. Ne zaman erkek meslektaşlarımın tartıştığı bir konuda fikrimi belirtmeye kalkışsam, yüzüme yönelmiş ters bakışlarla karşılaştım. Tokalaşmak için elimi uzattığımda, ya parmak uçlarıyla tokalaşan, ya da baş işaretiyle karşılık vererek, "sen de kimsin" der gibi burun kıvırarak yönlerini öte yana çevirenler az değildi -özellikle Doğulu erkekler, belki namus anlayışlarından- hiç hoşlanmazlardı, bir kadınla konuşup onunla tokalaşmaktan. Aynı şeyi, Mersin gibi bir sahil kentinin erkeklerinde pek görmesem de, onlarla ilişkilerim de sıkıntılıydı. Sizin rahat davranışlarınız, cinsiyet ayrımı yapmadan herkese aynı mesafede durmanız, 'özgür kadın' görüntüsü yaratmanız, sahil erkeği de olsalar, kadınlara bakış açıları toplumsal kültürle şekillendiğinden bir kadın için sıkıntı verici davranışlara yönelebiliyorlardı.

Kendini geliştirmeye çalışan bir kadın olarak, asıl sıkıntıları, hepsi erkek olan okul müdürleriyle (bir erkek md. hariç- rahmetle, sevgiyle anıyorum) yaşadım. Müdürler, kendilerini en büyük otorite gördüklerinden, karşılarında hep boyun eğici çalışanlar görmek isterler. Eğer siz, zaten çökmüş olan eğitim sisteminde, müdürün keyfi ve insanlık dışı uygulamalarına karşı çıkar, bu konuda görüş ve düşünceler öne sürerseniz, üstelik de bir kadınsanız; müdür hayatı zehir eder, kozlar kendi elinde olduğundan her türlü baskıyı uygular size. En basiti; yıl sonunda, ne kadar başarısız, tembel, sorumsuz bir öğretmen olduğunuza dair teftiş raporu tutuşturur elinize. Erkek otoritesine yenik düşmüşsünüzdür, bir kadın olarak yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Teftiş Kurulu Başkanlığı'na da itiraz etmezsiniz, bilirsiniz ki, orada da erkekler çıkacak karşınıza, "sen de kimsin,"  diyen bakışlarıyla.

Karadeniz' de okumamış ve yerli bir kadınsanız, hep susmanız beklenir sizden. Fakat, Karadeniz kadınını susturmak zordur. Şiddet görme, itilip kakılma, evden atılma pahasına da olsa, karşı çıkar erkeğe. Köklerinde Amazonluk vardır ne de olsa. Yine de bedenlerinde, çürükler, yaralar, bereler hiç eksik olmaz bu kadınların. Okumuşsanız, ya da yabancı bir kentten gelmişseniz, durumunuz değişir Karadeniz erkeğinin gözünde. Saygıyla yaklaşırlar size. Hele de makyajlı, başı açık, düzgün konuşma özelliğiniz varsa, önünüzde el pençe divan dururlar. Hizmetinize koşarlar. Onların karşısında kendinizi kraliçeler gibi hissedersiniz.

Bir kadın olarak, yenilmişlik duygusuna uğramamış, ortalıkta asi asi dolaşıyorsanız, kadınların hücumuna da uğrayabilirsiniz. "Sevgili çocuklarım, benim adam, eşyalarım, bizim herif, ayıp, günah, kadın kadınlığını bilmeli, dişi kuş yapar yuvayı, kocam izin vermez!" türü laflardan hoşlanmadığınızı belli ederseniz, biraz tuhaf olduğunuzu düşünürler. Ortaya atmaya çalıştığınız karşı görüşlerden, kadın özgürlüklerinden söz etmenizden hoşlanmazlar. Bu söylemlerinizle, bu tip kadınların keyfini kaçırır; sohbetlerine turp suyu sıkmış olursunuz çünkü.  Onlara göre, kadın erkek ayrımı yapmadan, herkesle sansürsüz konuşabilmeniz de bir kadına yakışmayacak bir durumdur doğrusu. Yine de, "sen de kimsin" demeseler de, "tuhaf bir kadın" diyen bakışlarını hissedersiniz üzerinizde. Asıl yenilmişlik duygusunu, bu tip kadınlar yaşatır size. Sonunda, bir daha kırılmayacağınız ve üzülmeyeceğiniz yalnızlığın kollarını bırakırsınız kendinizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder