Dün Akşam üzeri Ataşehir'in üst taraflarındaki ormanlık alana gezmeye gittik kızım ve damadımla. Niyetimiz, akşam yemeğini de orada yiyip eve dönmekti. Lokanta görevlisine, biraz dolaştıktan sonra yemek için döneceğimizi bildirdik. Uzun sürdü dönüşümüz. İyice de acıkmıştık. Çamların dibindeki masalardan birine, açık iştahlarımızla oturmuştuk ki, garson kız ezik bir tavırla; "Si
ze yemek veremeyeceğiz!" dedi. "İftar için gelen çok sayıda müşterimiz var, ancak onların hizmetine yetişebileceğiz."
Ne duruma düştüğümüzü söylemeye gerek yok sanırım! Kızımla damadım tepkisizdi ama ben çok sinirlenmiştim. Çaresiz, arabamıza binmek üzere lokantanın kapalı alanına yaklaştık. Meraklı Melahat'imdir. Lokantanın camına dayanıp müşterilere baktım: Hepsi de erkekti. Bilincinde bile olmadan öyle usturuplu bir küfür savurmuşum ki, ince ruhlu damadım, şaşkınlıkla yüzüme baktı. İçinden, ağzıma acı biber sürmek geçti mi bilmem, "Niye öyle ........'ler diyorsunuz ki?!" dedi, "adamlar ibadetlerini yapıyorlar!" Tabi ki, o kent çocuğu, Anadolu gerçeklerinden uzak beyaz yakalılardan oluşan çevresi var. Kapitalist sistemin emrinde gün boyu ezim ezim ezilmekten memleket gerçeklerini görecek, düşünecek zamanı olmuyor.
Oysa saçlarını değirmende ağartmayan ben; tutucu çevrelerde, Anadolu'nun pek çok yerinde dolaştığımdan, kendim de böyle bir çevrede doğup büyüdüğümden; bu tip erkeklerin karılarını, çocuklarını aç bırakıp kendilerinin böyle lokantalarda, piknik alanlarında aksırıncaya, tıksırıncaya kadar tıkındıklarını, üstelik bu yaptıkları nedeniyle hiç de vicdan azabı çekmediklerini yakından görmüş ve hatta yaşamış biriyim. Damadıma uzun uzun anlatamadım bunları; "Evde bekleyen karılar açtır." diyebildim yalnızca.
"Küfür bana yakıştı!" dedim içimden. Damadım kontak anahtarını çevirirken, ben rahatlamış olarak bacak bacak üstüne atıp arkama yaslandım.
Ne duruma düştüğümüzü söylemeye gerek yok sanırım! Kızımla damadım tepkisizdi ama ben çok sinirlenmiştim. Çaresiz, arabamıza binmek üzere lokantanın kapalı alanına yaklaştık. Meraklı Melahat'imdir. Lokantanın camına dayanıp müşterilere baktım: Hepsi de erkekti. Bilincinde bile olmadan öyle usturuplu bir küfür savurmuşum ki, ince ruhlu damadım, şaşkınlıkla yüzüme baktı. İçinden, ağzıma acı biber sürmek geçti mi bilmem, "Niye öyle ........'ler diyorsunuz ki?!" dedi, "adamlar ibadetlerini yapıyorlar!" Tabi ki, o kent çocuğu, Anadolu gerçeklerinden uzak beyaz yakalılardan oluşan çevresi var. Kapitalist sistemin emrinde gün boyu ezim ezim ezilmekten memleket gerçeklerini görecek, düşünecek zamanı olmuyor.
Oysa saçlarını değirmende ağartmayan ben; tutucu çevrelerde, Anadolu'nun pek çok yerinde dolaştığımdan, kendim de böyle bir çevrede doğup büyüdüğümden; bu tip erkeklerin karılarını, çocuklarını aç bırakıp kendilerinin böyle lokantalarda, piknik alanlarında aksırıncaya, tıksırıncaya kadar tıkındıklarını, üstelik bu yaptıkları nedeniyle hiç de vicdan azabı çekmediklerini yakından görmüş ve hatta yaşamış biriyim. Damadıma uzun uzun anlatamadım bunları; "Evde bekleyen karılar açtır." diyebildim yalnızca.
"Küfür bana yakıştı!" dedim içimden. Damadım kontak anahtarını çevirirken, ben rahatlamış olarak bacak bacak üstüne atıp arkama yaslandım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder